3_1472044145.jpg

Deri hastalıkları ile stres ve ruhsal olaylar arasındaki ilişki öteden beri bilinmektedir. Kişi psikolojik sıkıntılarını kişisel yada ailesel sorunlarını bir cilt  sorunu  halinde yaşayabilmektedir. Ayrıca kendiliğinden oluşmuş bir deri problemi ve saç dökülmesi kişide  psikolojik bozukluklara ve hatta psikososyal olumsuzluklara yol açabilmektedir. Kısaca anlatılmak istenirse, saç dökülmesi ve stres arasında iki çeşit ilişki söz konusudur:

 
1. Birinci ilişki ise bozulmuş ruhsal yapının desteklediği  başka  bir neden olmaksızın, stresin körüklediği saç dökülmeleri oluşabilir. 
 
2. İkinci ilişki ise saç dökülmesi sonucu oluşan görünüme karşı kişinin geliştirdiği psikolojik reaksiyonlardır.
 
Sevilen birinin ölümü, sevgiliden ayrılık, iş kaybı gibi akut, ciddi stres halleri çarpıcı, hızlı, şiddetli saç dökülmelerine yol açabilir ve bu duruma stresle tetiklenen telojen effluvium denir. 
 
Kronik, sinsi, yavaş gidişli saç dökülmelerinde, dış etkilerin yanında  psikolojik nedenler de etkilidir. Burada saç köklerinin anajen (büyüme evresi)  evreden telojen (dökülme evresi) evreye erken geçmesi yoluyla strese yanıt oluştuğu düşünülmektedir. 
 
Alopesi areata (Saç Kıran): Madeni para büyüklüğünde, yani 2-2,5 cm çapında dairesel  oluşan saç dökülmesidir. Her iki cinste oluşabilir. Bu hastalığın ortaya çıkışında psikososyal streslerin etkili olduğu gösterilmiştir. Özellikle çocuk hastalarda yapılan incelemeler saç dökülmesi öncesi dönemde çocukların negatif yaşam olaylarıyla karşı karşıya kaldıkları tespit edilmiştir.
 
Psikolojik stres sonrası olan saç dökülmelerinin altında yatan esas olay psiko-nöroendokrin sistem ile immun sistem arasındaki karmaşık etkileşmedir. Yani immun sistem psikolojik olayların etkisiyle harekete geçer ve sonuçta saç dökülmesi meydana gelir. 
 
Stres ile saç dökülmesi arasındaki ikinci ilişki saç dökülmesinin yarattığı psikolojik sorunların oluşturdugu stresdir. 
 
Saçı dökülen insanlarda yapılan çeşitli psikolojik ölçümler sonuçunda benlik duygusu, vücut imajı, öz saygı, kendine güven gibi duyguları etkilediği ortaya çıkmıştır. 
 
Saç dökülmesi yaşayan kadın ve erkeklerde yapılan çalışmalarda erkeklerde saç kaybının artmasıyla depresyon, içe dönüklük, aşırı sinirlilik, özbenlik duygusunda azalma gibi olumsuz sonuçlar çıkarken, kadınların da günlük yaşamlarını negatif etkilediği ve sosyal problemler yaşadıkları görülmüştür.
 
Bu tip kişiler toplum içersinde daha gergin, utangaç davranmakta, boyunlarını daha dik tutmakta (boyun ağrısına yol açan), sık sık saçını yıkamak, kurutmak gibi yöntemlere başvurmaktadırlar.
 
Tedavi konseptinde bu durum dikkate alınmalıdır. Tedavide bilgilendirme, altta yatan psikolojik sorun için profesyonel destek almak, stresle mücadele etmek, saç dökülmesini durdurucu tedavilerden faydalanmak, doğru destek ürünleri kullanmak saçların dökülmesini ve kaybını önleyecektir.
Powered by Bilgeweb